05-03-2008, 21:32
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, Microsoft Office programlarından sadece World'ü ve azıcık da Excel'i kullanmasını bilirdim. Yani "bilirdim" dediysem, kendime yetecek kadar. Daha sonra web tasarımla ilgilenmeye başlayınca Frontpage'e ve arkasından Powerpoint'e merak sardım. Özellikle Frontpage konusunu iyi-kötü bir web sitesi yapacak kadar öğrendim.
Diğer Office programları ise yabancıydı bana. Hatta Access'i zaman zaman açıp, "Yahu, Excel varken, ondan daha basit olan bu elektronik tabloyu niye koymuşlar bilmem?" diye sorardım kendi kendime. Kısaca Access'in sadece tablolar bölümünden haberim vardı ve onu bile yanlış değerlendiriyordum.
Daha sonra Access'e merak sardım. Bundaki en büyük etken kendime bir telefon rehberi yapmak istemem ve bunu Access'le yapabileceğimi öğrenmemdi. Veritabanıyla tanışmam o döneme rastladı. Fakat bilgim sınırlıydı, internetten bir sürü doküman indiriyordum ancak anlayamıyordum. Özellikle "ilişkiler" konusu çok yabancıydı bana. Tek tablolu formlar üretmeye başlayınca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum şimdi. Onları dünyanın en güzel şeyleri zannediyordum. Bu arada bilgisayar kitaplarında Access için ayrılmış genellikle çeviri olan bölümleri okuyup anlamaya da çalışıyordum. Ancak verilen örnekler hep bana yabancıydı. Neredeyse bütün bilgisayar kitaplarında Nancy Davolio'nun kişisel kayıtlarından, telefon görüşmelerinden örnekler veriliyordu. Anlayamadıkça da kendime kızacağım yerde bu Nancy Davolio kimse ona kızıyordum. (Sonradan öğrendim Nancy Davolio'nun ilk Northwind çalışanı olduğunu ve hatta Access örneklerinde kendisine sık sık yer verilmesinden dolayı evlenme teklifleri aldığını). Bu işin böyle olmayacağını anladım ve bir Access kitabı almam gerektiğini düşündüm. Hayatımda her zaman yaptığım gibi yine bir yanlış yaptım ve gidip John L. Viescas'ın yeni başlayanların almaması gereken "Enine Boyuna Microsoft Office Access 2003" adlı kitabını aldım. Bu kitabı defalarca okudum ama her seferinde kitap bana baktı, ben ona baktım. Yine de anlayamasam bile, kitabı elimde tutmak beni mutlu ediyordu. Bir süre sonra bu işi yapamayacağıma kanaat getirdim ve bir(1) yıl kadar Access'le hiç uğraşmadım. Bundan yaklaşık 9-10 ay öncesinde işyerinde veritabanı gerektiren bir uygulamaya ihtiyaç duyduğumda yavaş yavaş Access'in içine girmeye başladım yine. Fakat bu sefer daha bilinçli hareket etmeye çalıştım. Öncelikle www.excel.web.tr 'ye üye oldum. Orada Access konusunda yazılanları defalarca okuyup, öğrenmeye çalıştım. Basit uygulamalar yaptım. Param oldukça gidip kendime kitaplar aldım Access konusunda. "İhtiyacımı görecek kadar bileyim yeter" diyordum kendi kendime. Ama Access'in bir okyanus olduğunu sonradan öğrendim. Access'in derinliklerine açılamasam da kıyılarında yüzebilmek bile büyük haz veriyordu bana. Üstelik sorguları, raporları kullanmayı öğrendikçe içimden çok büyük şeyler yapmak geliyordu. Her ne kadar bugün halâ kendime yetecek kadar Access biliyorsam da bu heyecanı sürekli taşıyorum.
Zaman zaman bu konuda gerçekten iyi kişilerin örneklerini gördükçe kendime, anlayışsızlığıma, Access'i neden halâ her yönüyle öğrenemediğime kızıyor ve yapılan örneklere hayranlık ve gıptayla bakıyorum. Üstelik Access biraz nankör de galiba? Biraz ara verince yeniden başlamak gerekiyor. Access'e bir kaç ay ara verince daha önce kendi yaptığım örneklere bakıp, "Ben bunu nasıl yapmıştım?" diye sorduğum çok oluyor kendime. Umarım bundan sonra çok ara vermem, forumumuzdan, sizlerden, örneklerden yararlanırım da; ben de "Access'i biraz biliyorum" diyecek kadar öğrenirim.
İşte benim Access öyküm.
Saygılarımla...
Diğer Office programları ise yabancıydı bana. Hatta Access'i zaman zaman açıp, "Yahu, Excel varken, ondan daha basit olan bu elektronik tabloyu niye koymuşlar bilmem?" diye sorardım kendi kendime. Kısaca Access'in sadece tablolar bölümünden haberim vardı ve onu bile yanlış değerlendiriyordum.
Daha sonra Access'e merak sardım. Bundaki en büyük etken kendime bir telefon rehberi yapmak istemem ve bunu Access'le yapabileceğimi öğrenmemdi. Veritabanıyla tanışmam o döneme rastladı. Fakat bilgim sınırlıydı, internetten bir sürü doküman indiriyordum ancak anlayamıyordum. Özellikle "ilişkiler" konusu çok yabancıydı bana. Tek tablolu formlar üretmeye başlayınca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum şimdi. Onları dünyanın en güzel şeyleri zannediyordum. Bu arada bilgisayar kitaplarında Access için ayrılmış genellikle çeviri olan bölümleri okuyup anlamaya da çalışıyordum. Ancak verilen örnekler hep bana yabancıydı. Neredeyse bütün bilgisayar kitaplarında Nancy Davolio'nun kişisel kayıtlarından, telefon görüşmelerinden örnekler veriliyordu. Anlayamadıkça da kendime kızacağım yerde bu Nancy Davolio kimse ona kızıyordum. (Sonradan öğrendim Nancy Davolio'nun ilk Northwind çalışanı olduğunu ve hatta Access örneklerinde kendisine sık sık yer verilmesinden dolayı evlenme teklifleri aldığını). Bu işin böyle olmayacağını anladım ve bir Access kitabı almam gerektiğini düşündüm. Hayatımda her zaman yaptığım gibi yine bir yanlış yaptım ve gidip John L. Viescas'ın yeni başlayanların almaması gereken "Enine Boyuna Microsoft Office Access 2003" adlı kitabını aldım. Bu kitabı defalarca okudum ama her seferinde kitap bana baktı, ben ona baktım. Yine de anlayamasam bile, kitabı elimde tutmak beni mutlu ediyordu. Bir süre sonra bu işi yapamayacağıma kanaat getirdim ve bir(1) yıl kadar Access'le hiç uğraşmadım. Bundan yaklaşık 9-10 ay öncesinde işyerinde veritabanı gerektiren bir uygulamaya ihtiyaç duyduğumda yavaş yavaş Access'in içine girmeye başladım yine. Fakat bu sefer daha bilinçli hareket etmeye çalıştım. Öncelikle www.excel.web.tr 'ye üye oldum. Orada Access konusunda yazılanları defalarca okuyup, öğrenmeye çalıştım. Basit uygulamalar yaptım. Param oldukça gidip kendime kitaplar aldım Access konusunda. "İhtiyacımı görecek kadar bileyim yeter" diyordum kendi kendime. Ama Access'in bir okyanus olduğunu sonradan öğrendim. Access'in derinliklerine açılamasam da kıyılarında yüzebilmek bile büyük haz veriyordu bana. Üstelik sorguları, raporları kullanmayı öğrendikçe içimden çok büyük şeyler yapmak geliyordu. Her ne kadar bugün halâ kendime yetecek kadar Access biliyorsam da bu heyecanı sürekli taşıyorum.
Zaman zaman bu konuda gerçekten iyi kişilerin örneklerini gördükçe kendime, anlayışsızlığıma, Access'i neden halâ her yönüyle öğrenemediğime kızıyor ve yapılan örneklere hayranlık ve gıptayla bakıyorum. Üstelik Access biraz nankör de galiba? Biraz ara verince yeniden başlamak gerekiyor. Access'e bir kaç ay ara verince daha önce kendi yaptığım örneklere bakıp, "Ben bunu nasıl yapmıştım?" diye sorduğum çok oluyor kendime. Umarım bundan sonra çok ara vermem, forumumuzdan, sizlerden, örneklerden yararlanırım da; ben de "Access'i biraz biliyorum" diyecek kadar öğrenirim.
İşte benim Access öyküm.
Saygılarımla...