09-08-2012, 09:51
KONYA TAKA RESTAURANT ve TAYAT RESTAURANT'IN MÜŞTERİYE KARŞI OLUMSUZ YAKLAŞIMI VE BENİM YEMEKTEN ÖNCE TATLI YEME ALIŞKANLIĞIM
Benim “tatlıyı mutlaka yemekten önce yemek” gibi bir alışkanlığım var ve bu, benim için çok önemli. Bir lokantaya gittiğimiz zaman tatlıyı mutlaka yemekten önce veya yemekle aynı anda getirmelerini söylerim. Eğer bir terslik olursa, ya da bunu önemsemezlerse oradan hemen kalkar ve ben de bütün hayatım boyunca o lokantayı önemsemem.
Geçenlerde Ramazanın ilk günü iftar için Konya’daki balık lokantalarından biri olan ve iyi servis yapıldığını duyduğumuz Taka Restaurant’ı arayıp yer ayırttım. İftar vaktinden bir saat önce gidip eşimle bize ayrılan masaya oturduk. Akşam ezanının okunmasına yaklaşık yarım saat kala, tatlıyı yemekten önce yediğimi ve çorbadan önce mutlaka tatlının masamda olması gerektiğini garsona söyledim. Garson ise yemek akışını bozamayacağını, vakti olursa tatlıyı getirebileceğini söyledi. Taka Restaurant garsonunun bir müşteriye karşı bu yaklaşımı ve vurdumduymaz tavrı beni sinirlendirdi ve biraz sinirli bir şekilde tatlıyı mutlaka yemekten önce yemek istediğimi, bunun benim için önemli olduğunu söyledim. Bunun üzerine; “Tamam, getirmeye çalışayım,” dedi ve gitti. Fakat aradan zaman geçmesine ve çorbalar lokantadaki insanların kâselerine konmaya başlamasına, hatta bu arada iftar etmek için akşam ezanı okunmasına rağmen benim tatlı gelmiyordu. Ben iyice sinirlenip, mutfaklarına gittim. Lokantanın mutfağına girmeye kalkışınca, yetkili birisi ne istediğimi sordu. Ben olayı anlatıp, tatlımı kendim almak istediğimi söyledim. Oradan kibar bir şekilde benim yerime oturmamı, hemen tatlıyı göndereceklerini söylediler. Ben de sinirle yerime gittim. “Hemen” dedikleri tatlı 5 dakika sonra geldiğinde ne eşimde moral kalmıştı, ne de bende. Yemeğimizi sessizce yedik ve bir daha Taka Restaurant’a gitmemeye yemin ederek oradan ayrıldık.
Birkaç gün sonra aynı olay başka bir şekilde Konya’daki Tayat Restaurant’ta başıma geldi. Ama bu sefer akıllı davrandığımdan sadece bir telefon konuşmasıyla yaklaşımlarını görüp, Tayat Restaurant’ın da benim için artık bittiğini anladım.
O gün akşam iftar yapmak için eşim ve çocuğumla güzel bir lokantadan yer ayırtmak istedim. Eğer lokantayı, servisi, hizmeti ve anlayışlarını beğenirsem birkaç gün sonra yaklaşık 35 – 36 kişilik bir grubu da orada yemeğe götürecektim. Tatlı meselesi yüzünden daha önceden Taka Restaurant’la yaşadığım tatsız olaylar bana tecrübe olduğundan Tayat Restaurant’ı arayıp, o akşam iftar için üç kişilik yer ayırtmak istediğimi ancak tatlıyı mutlaka yemekten önce yemem gerektiğini anlattım. Telefonda bana verilen karşılık aynen şuydu: “Kusura bakmayın, ben servis akışını bozamam, bu yüzden size söz veremem.” Ben de Tayat Restaurant’ın da bundan böyle benim için bittiğini söyleyerek orada yer ayırtmaktan vazgeçtim ve telefonu kapattım.
İşte ben bunu anlayamıyorum. Sizler koca lokantalarsınız sözde. Ama tek bir müşterinin –üstelik sadece tatlıyı, yemekten önce masasına istemek gibi- son derece basit bir isteğini bile yerine getiremiyorsunuz. Ben herkesin alıştığı gibi tatlıyı illa ki yemekten sonra yemek zorunda mıyım? Ya da sizin servis akışınıza göre mi hareket etmek zorundayım? Hayır! Müşteri olan benim ve bu yüzden sizin bana göre hareket etmek zorunda olduğunuzu düşünüyorum. Dünyanın her tarafından hizmet sektörü bu şekildedir benim bildiğim. Eğer Ramazan ayında müşteri çokluğundan ve garson azlığından yakınıyorsanız ya çalışanlarınızı takviye edeceksiniz ya da bu işi yapmayacaksınız.
Kusura bakmayın ama Konya Taka Restaurant ve Konya Tayat Restaurant; her ikiniz de benim açımdan maalesef sınıfta kaldınız.
Peki, ben bu lokantalara gitmedim de ne oldu? Onları bilemem, belki de benim gibi bir müşteriyi kaybetmek onlar için hiç önemli değildir. Ama ben, -özellikle Tayat Restaurant’la yaptığım görüşmeden sonra- araştıra araştıra Konya’da öyle bir lokanta buldum ki, “Müşteri her zaman haklıdır.” sözünü düstur edinmiş bu lokantayı herkese de tavsiye etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Garsonlar etrafınızda pervane oluyor, lokanta sahibi her masayı tek tek dolaşıp bir isteğiniz olup olmadığını soruyor. Üstelik neyi ne zaman isterseniz, o zaman getiriyorlar ve bir dediğinizi iki etmiyorlar. Kötü şeyleri eleştirirken isim veriyorsam iyi şeylerin de mutlaka reklamının yapılması gerektiğini düşünenlerden olduğumdan bu güzel işletmenin adını veriyorum: Yüksel Lokantası. Kendisi aynı zamanda kasap olduğundan etleri çok lezzetli ve Havzan Mahallesinde bulunuyor. Eğer bir gün yolunuz Konya’ya düşerse bir denemenizi tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız.
Geçenlerde Ramazanın ilk günü iftar için Konya’daki balık lokantalarından biri olan ve iyi servis yapıldığını duyduğumuz Taka Restaurant’ı arayıp yer ayırttım. İftar vaktinden bir saat önce gidip eşimle bize ayrılan masaya oturduk. Akşam ezanının okunmasına yaklaşık yarım saat kala, tatlıyı yemekten önce yediğimi ve çorbadan önce mutlaka tatlının masamda olması gerektiğini garsona söyledim. Garson ise yemek akışını bozamayacağını, vakti olursa tatlıyı getirebileceğini söyledi. Taka Restaurant garsonunun bir müşteriye karşı bu yaklaşımı ve vurdumduymaz tavrı beni sinirlendirdi ve biraz sinirli bir şekilde tatlıyı mutlaka yemekten önce yemek istediğimi, bunun benim için önemli olduğunu söyledim. Bunun üzerine; “Tamam, getirmeye çalışayım,” dedi ve gitti. Fakat aradan zaman geçmesine ve çorbalar lokantadaki insanların kâselerine konmaya başlamasına, hatta bu arada iftar etmek için akşam ezanı okunmasına rağmen benim tatlı gelmiyordu. Ben iyice sinirlenip, mutfaklarına gittim. Lokantanın mutfağına girmeye kalkışınca, yetkili birisi ne istediğimi sordu. Ben olayı anlatıp, tatlımı kendim almak istediğimi söyledim. Oradan kibar bir şekilde benim yerime oturmamı, hemen tatlıyı göndereceklerini söylediler. Ben de sinirle yerime gittim. “Hemen” dedikleri tatlı 5 dakika sonra geldiğinde ne eşimde moral kalmıştı, ne de bende. Yemeğimizi sessizce yedik ve bir daha Taka Restaurant’a gitmemeye yemin ederek oradan ayrıldık.
Birkaç gün sonra aynı olay başka bir şekilde Konya’daki Tayat Restaurant’ta başıma geldi. Ama bu sefer akıllı davrandığımdan sadece bir telefon konuşmasıyla yaklaşımlarını görüp, Tayat Restaurant’ın da benim için artık bittiğini anladım.
O gün akşam iftar yapmak için eşim ve çocuğumla güzel bir lokantadan yer ayırtmak istedim. Eğer lokantayı, servisi, hizmeti ve anlayışlarını beğenirsem birkaç gün sonra yaklaşık 35 – 36 kişilik bir grubu da orada yemeğe götürecektim. Tatlı meselesi yüzünden daha önceden Taka Restaurant’la yaşadığım tatsız olaylar bana tecrübe olduğundan Tayat Restaurant’ı arayıp, o akşam iftar için üç kişilik yer ayırtmak istediğimi ancak tatlıyı mutlaka yemekten önce yemem gerektiğini anlattım. Telefonda bana verilen karşılık aynen şuydu: “Kusura bakmayın, ben servis akışını bozamam, bu yüzden size söz veremem.” Ben de Tayat Restaurant’ın da bundan böyle benim için bittiğini söyleyerek orada yer ayırtmaktan vazgeçtim ve telefonu kapattım.
İşte ben bunu anlayamıyorum. Sizler koca lokantalarsınız sözde. Ama tek bir müşterinin –üstelik sadece tatlıyı, yemekten önce masasına istemek gibi- son derece basit bir isteğini bile yerine getiremiyorsunuz. Ben herkesin alıştığı gibi tatlıyı illa ki yemekten sonra yemek zorunda mıyım? Ya da sizin servis akışınıza göre mi hareket etmek zorundayım? Hayır! Müşteri olan benim ve bu yüzden sizin bana göre hareket etmek zorunda olduğunuzu düşünüyorum. Dünyanın her tarafından hizmet sektörü bu şekildedir benim bildiğim. Eğer Ramazan ayında müşteri çokluğundan ve garson azlığından yakınıyorsanız ya çalışanlarınızı takviye edeceksiniz ya da bu işi yapmayacaksınız.
Kusura bakmayın ama Konya Taka Restaurant ve Konya Tayat Restaurant; her ikiniz de benim açımdan maalesef sınıfta kaldınız.
Peki, ben bu lokantalara gitmedim de ne oldu? Onları bilemem, belki de benim gibi bir müşteriyi kaybetmek onlar için hiç önemli değildir. Ama ben, -özellikle Tayat Restaurant’la yaptığım görüşmeden sonra- araştıra araştıra Konya’da öyle bir lokanta buldum ki, “Müşteri her zaman haklıdır.” sözünü düstur edinmiş bu lokantayı herkese de tavsiye etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Garsonlar etrafınızda pervane oluyor, lokanta sahibi her masayı tek tek dolaşıp bir isteğiniz olup olmadığını soruyor. Üstelik neyi ne zaman isterseniz, o zaman getiriyorlar ve bir dediğinizi iki etmiyorlar. Kötü şeyleri eleştirirken isim veriyorsam iyi şeylerin de mutlaka reklamının yapılması gerektiğini düşünenlerden olduğumdan bu güzel işletmenin adını veriyorum: Yüksel Lokantası. Kendisi aynı zamanda kasap olduğundan etleri çok lezzetli ve Havzan Mahallesinde bulunuyor. Eğer bir gün yolunuz Konya’ya düşerse bir denemenizi tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız.